Yazmak yazarak öğrenilen bir eylemdir. Ben yazı yazmayı sevmiyorum, beceremem de zaten diyerek yazı yazmaktan, günlük tutmaktan kaçınmak bizi geriye götüren bir eylemdir. Günümüzde günlük yazmanın psikolojik ve bedensel hastalıklar üzerinde ki iyileştirici etkileri konusunda birçok araştırma yapılmıştır. İnsanı iyileştiren yazma eylemi ders ya da işin dışında kalan, kendi hikâyemizi, hislerimizi, sevincimizi, aşkımızı, heyecanımızı, korkularımızı kelimelere dökmektir. Bu yüzden online bir günlük açıp yazmaya başlamak kendimize yapacağımız en afili iyiliktir. O halde günlük tutmanın sağlık üzerindeki etkisine birlikte göz atalım.
Günlük tutmak hafızayı nasıl etkiler?
Değişen ve gelişen teknoloji, yoğun sosyal hayat ve kalabalıkların içinde nefes alan biz insanlar her geçen gün daha unutkan oluyoruz. Buzdolabının kapağını açıp önünde dakikalarca durup ne alacağını unutan, market alış-verişinde alması gereken en önemli malzemeyi unutup eve dönen, verdiği randevuyu, önemli bir sınavı, ders notlarını, arkadaşının doğum gününü unutan insanlardan biriyiz. Çünkü, beynimizin içi oldukça dolu. Online günlükler yazarak, beynimizi boşaltmamıza yardımcı olacaktır. The New York Times’tan Tara Parker-Pope yazmanın doktor ziyaretlerini azalttığı, insanı bedenen ve ruhen iyileştirdiğini yazıyor, “Yazmak ve sağlık” konulu bir yazısında. Çünkü içinde tuttuğun her his sana daha yakından eziyet veriyor. Çok sevdiğim bir fıkra vardır; Adam evin içinde dolanır belli ki bir sıkıntısı vardır. Eşi seslenir “Bey neyin var senin kaç gündür yemek yemiyorsun, uyumuyorsun, yüzünden düşen bin parça?” Adam derin bir iç çekip: “Hanım, bizim karşı komşu Ragıp Bey var ya ona borcum var bu ay verecektim yüklü bir miktar denkleştiremedim.” Kadın açar pencereyi seslenir: “Ayşe Hanım Ayşe Hanım, bizim beyin Ragıp Bey’e borcu varmış, birazda yüklü bir miktar biz onu bu ay da veremeyeceğiz.” Adam telaşla : “Ne yaptın sen hanım?” der. Eşi: “Baktım bu dert seni yiyip bitirecek dedim birazda onları yesin bitirsin.” Velhasılı kelam sizi yiyip bitirecek her olayı, hissi, duyguyu günlüklerinizin sayfalarına bırakın.
Yazmak gülümsetir…
Sosyal medyayı aktif kullananlar hatırlar Neslican Tay’ı. Sevgili Neslican kansere yenik düşüp, çiçeği burnunda hayata gözlerini kapadı. Gördüğüm her karede gülümseyen gözleri, neşeli sözleri vardı. Kemoterapi gören gencecik bir beden ağrısı, sızısı muhakkak olmuştur, kendine ait sorunları vardır. Ama o hep yazardı. Sevinçlerini, korkularını, ümitlerini, arkadaşlarını, anılarını. Yazdıkça gülümserdi. Acıbadem International Hastanesi’nden Psikolog Yrd. Doç. Dr. Ferahim Yeşilyurt; “Yazmak insanın kendi düşüncelerini görünür hale getirmesine ve gözden geçirmesine yardımcı olmaktadır. Konuşmak ile yazmak aynı etkiyi yaratmaz. Konuştuğunuzu ve eksiklerinizi görmek kolay değildir. Yazdığınızda hikâyenin eksik, hatalı parçalarını görme şansınız olur” der. Online günlüklerimiz bizim kendi kendimizi tedavi ettiğimiz sayfalar olacaktır.